Ekonomistin Penceresinden: Gözetleme Camı Kavramına Ekonomik Bir Bakış Ekonomik düşünce, insanın kıt kaynaklarla sonsuz ihtiyaçlarını karşılamaya çalıştığı bir dünya üzerine kuruludur. Her seçim bir vazgeçiştir; her tercih, başka bir imkânı elinden alır. Bu noktada ekonomi, yalnızca para ve üretimden ibaret değil, aynı zamanda insan davranışlarını, karar alma süreçlerini ve toplumsal dengeleri anlamaya çalışan bir bilimdir. Gözetleme camı kavramı da bu çerçevede, modern toplumun görünmeyen ekonomik dinamiklerini anlamak için güçlü bir metafor haline gelir. Gözetleme Camı Nedir? Görünürlük ve Bilgi Asimetrisi Gözetleme camı, bir tarafın diğerini görebildiği, ancak görülen tarafın bu izlenmeden habersiz olduğu bir sistemdir. Bu fiziksel metafor, günümüz ekonomilerinde…
Yorum BırakGenç Sözlük Yazılar
Cem Gölbaşı neden vuruldu? Ezber bozan bir soru, rahatsız eden bir gerçek Samimi olayım: Bu ülkenin “tribün gerçeğini” konuşmadan, “Cem Gölbaşı neden vuruldu?” sorusuna yaklaşamayız. Popüler açıklamalar kolay, ama bizi bir yere götürmüyor. Ben tartışmayı açıyorum: Tribün kültürünün etrafında örülen güç ilişkileri, görünmez ekonomi ve kurumsal sessizlik birleşince; şiddet kaçınılmaz bir dil hâline geliyor. Peki biz hâlâ “fail kim?”in dedikodusunda mı oyalanacağız, yoksa yapısal nedenlere bakmaya cesaret edecek miyiz? Bu yazı, kişileri hedef göstermeden, olayı doğuran koşulları sorgular; kesin hüküm dağıtmaz, eleştirel düşünmeye çağırır. Olayın çıplak özeti: Tarih, yer, sonuç 28 Ağustos 2023’te, İstanbul Bağcılar’da, Genç Fenerbahçeliler (GFB) lideri Cem…
Yorum BırakBulmacada “Kankurutan” Ne Demek? Toplumsal Cinsiyet Merceğinden Kültürel Bir Kavram Bir Kelimenin Ötesinde: Dilin Toplumsal Anlamlarını Keşfetmek Bazen bir kelime, yalnızca sözlükteki anlamıyla değil, taşıdığı çağrışımlar ve yarattığı sosyal etkilerle de önem kazanır. “Kankurutan” da işte bu kelimelerden biri. Bulmacalarda karşımıza çıkan bu eski ve ilginç kelime, ilk bakışta nostaljik bir Türkçe sözcük gibi görünebilir; fakat derinlemesine bakıldığında, kültürel hafızamızın, toplumsal rollerimizin ve hatta adalet algımızın izlerini taşır. Gelin bu kelimeyi sadece bir bulmaca sorusu olarak değil, toplumsal cinsiyet, çeşitlilik ve sosyal adalet merceğinden birlikte inceleyelim. Kankurutan: Sözlükteki Anlamı ve Kökeni Bulmacalarda sıkça sorulan “Kankurutan ne demek?” sorusunun kısa ve…
Yorum BırakGıdıklamak Tehlikeli Mi? Edebiyatın Perspektifinden Bir İnceleme Bir Edebiyatçının Girişi: Kelimelerin Gücü ve Anlatıların Dönüştürücü Etkisi Kelimenin gücü, insanın iç dünyasını dönüştürme, toplumsal yapıları sarsma ve bazen de basit bir hareketin, görünmeyen derinliklerini ortaya çıkarma potansiyeline sahiptir. Edebiyat, her zaman, insanın hislerini, düşüncelerini ve eylemlerini anlamamıza yardımcı olmuş, hayatın en sıradan yanlarını dahi büyülü bir anlam katmanıyla sunmuştur. Gıdıklamak, bir edebi anlamda ele alındığında, sıradan bir hareketten çok daha fazlasını temsil edebilir. Sadece bir bedensel uyarıcı değil, aynı zamanda psikolojik ve duygusal dünyamızda derin izler bırakabilen bir metafor olabilir. Edebiyat, bu tür eylemleri, karakterlerin içsel çatışmalarını, toplumsal rollerini ve insani…
Yorum BırakGirit’i Ne Zaman Kaybettik? (Yoksa Hiç Sahip Olmamış mıydık?) Bir gün arkadaş ortamında klasik bir tarih tartışması dönerken o soru geldi: > “Abi biz Girit’i ne zaman kaybettik ya?” Cevap ararken fark ettim ki, bu soru sadece tarihsel bir mesele değil, aynı zamanda ulusal bir duygusal travma gibi. Çünkü kim sorsa, herkesin içinde hafif bir hüzünle karışık “ah be!” hissi beliriyor. Ama durun, hemen ağlamayın! Bugün Girit’i tarih kitaplarından değil, biraz mizah, biraz strateji ve bolca empatiyle konuşacağız. Tarih Dersi Tadında Başlayalım (Ama Sıkılmadan) Önce şu sorunun teknik yanını netleştirelim. Girit Adası, Osmanlı’nın eline 1669 yılında Venediklilerden geçti. Yani 24…
Yorum BırakGomalak Astar Nedir? Bir Siyaset Bilimcinin Gözünden Güç, Kurumlar ve Toplumsal Katılım Giriş: Güç İlişkilerinin İncelikli Yüzeyi Bir siyaset bilimcinin masasında duran “gomalak astar” kutusu, yalnızca bir yüzey koruyucu değildir; aynı zamanda bir metafordur. Devletin, kurumların ve bireyin arasındaki görünmez ama güçlü bağların yüzeyini parlatan, kimi zaman da gizleyen bir tabaka gibidir. Gomalak astar nasıl ki ahşabın dokusunu korur, onu dış etkilerden yalıtır, siyasal sistemler de iktidarın çıplak doğasını toplumsal normlar ve ideolojilerle kaplar. Peki, bu “astar”ın ardında ne kadar hakikat, ne kadar güç vardır? Gomalak Astar: Fiziksel Bir Malzeme mi, Siyasal Bir Sembol mü? Teknik anlamda gomalak astar, doğal…
Yorum BırakHava Değişimi Askerliği Uzatır mı? Bir Hikâyenin Kalbinden Cevaplar Kışlanın sessizliğini bölen tek şey, sabahın erken saatlerinde yankılanan düdük sesiydi. Askerlik dediğimiz o yolculuk, sadece üniforma giymek ya da belirli günleri saymak değildi. Birçoğumuz için hem bir sınav hem de sabırla örülmüş bir hikâyeydi. İşte bugün, “hava değişimi askerliği uzatır mı?” sorusuna cevap ararken, size kalpten bir hikâye anlatmak istiyorum. — Bir Kışla, İki Karakter, Tek Merak Ali, matematiğe düşkün, çözüm odaklı biriydi. Plan yapmayı sever, günleri takvimde tek tek işaretler, “Şu kadar gün bitti, bu kadar kaldı” diye hesap yapardı. Onun için askerlik bir görevdi: net, ölçülebilir, stratejik. Karşısında…
Yorum BırakGergedan Böceği Sokar mı? Antropolojik Bir Perspektifle Kültürler Arasında Bir Yolculuk Kültürlerin çeşitliliğine olan ilgim, insanlık tarihindeki en ilginç keşiflerden biridir. Her toplum, doğa ile ve onun sunduğu varlıklarla farklı şekillerde etkileşime girer, her kültür kendi dünyasını oluşturur. Bugün, sıradan bir sorudan yola çıkarak, bu ilginç etkileşimleri daha derinlemesine inceleyeceğiz: “Gergedan böceği sokar mı?” Bu soru, aslında sadece bir hayvanın potansiyel tehditkar etkisini değil, aynı zamanda insanların bu tür varlıklara yüklediği anlamları, ritüelleri ve sembolleri keşfetmemize olanak tanıyacaktır. Gergedan Böceği ve İnsanlık İlişkisi Gergedan böceği, dünya genelinde farklı coğrafyalarda farklı isimlerle bilinen, oldukça büyük ve etkileyici bir böcek türüdür. Ancak,…
Yorum BırakEskişehir’deki Hanın Adı Nedir? Tarih, Mimari ve Toplumsal Bellek Üzerine Bilimsel Bir Yolculuk Eskişehir’in taş sokaklarında dolaşırken karşınıza çıkan o eski yapılar, aslında birer tarih laboratuvarı gibidir. Her duvar, her kemer bir dönemi, bir yaşam biçimini anlatır. İşte bu mimari hafızanın merkezinde yer alan “han”lar, yalnızca ticaretin değil, kültürel etkileşimin de kalbidir. Bu yazıda bilimsel bir merakla, “Eskişehir’deki hanın adı nedir?” sorusunun ötesine geçerek, han kavramının şehir belleğindeki yerini, mimari kimliğini ve toplumsal anlamını inceleyeceğiz. Bir Zamanlar Yolcuların Evi: Han Kavramının Bilimsel Kökeni “Han” sözcüğü, Türk-İslam şehircilik tarihinde hem ekonomik hem sosyal bir kurum olarak tanımlanır. Osmanlı döneminde hanlar, tüccarların…
Yorum BırakAncak ve Ancak Nasıl Açılır? Tarihsel Bir Yolculuk Bir Tarihçinin Samimi Girişi: Geçmişi Anlamaya ve Günümüzle Bağ Kurmaya Çalışmak Bir tarihçi için zaman, yalnızca geçmişin öykülerini değil, bu öykülerin çağlar boyunca nasıl birbirine bağlı olduğunu anlamak anlamına gelir. Geçmişteki küçük, bazen görünmeyen değişimler, bugün yaşadığımız dünyayı şekillendiren büyük dönüşümlere dönüşür. Dil, toplumsal yapılar, ekonomik ilişkiler ve kültürel normlar… Hepsi birer “süreç” olarak karşımıza çıkar. Şimdi sizlere “Ancak ve ancak nasıl açılır?” sorusunu sorarken, bu kelimenin nasıl bir yolculuğa çıktığını, tarihsel olarak nasıl şekillendiğini ve günümüzde nasıl kullanıldığını anlatmak istiyorum. “Ancak ve Ancak” İfadesinin Tarihsel Süreci Türkçede “ancak” ve “ancak” gibi…
Yorum Bırak